Obama’dan ‘gümrük birliği’ isteyecek



Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 16 Mayıs’taki Washington ziyaretinin önemli gündem maddelerinden biri, ABD ve AB arasında başlaması planlanan Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) müzakereleri olacak.

AB ile Gümrük Birliği bulunan Türkiye’nin de ABD ile serbest ticaret anlaşması imzalaması gerekiyor. Brooking Enstitüsü’nden Prof. Dr. Kemal Kirişçi bu konuda sorularımızı yanıtladı.

10 soruda TTIP ve Türkiye

1- TTIP nedir?

– ABD ve AB’nin kendi ekonomilerinini canlandırmak ve entegrasyonun derinliğini artırmak için düşündükleri bir ticaret anlaşması. 90’ların ortasında, Clinton döneminde gündeme gelmişti, gerçekleşmedi. Obama bunu Şubat’ta resmen açıklayınca tartışılmaya başlandı. 90’lara göre iki açıdan farklılık var. Birincisi, bugün Çin, Brezilya, Hindistan, Güney Afrika gibi Batı dışındaki ekonomilerin ağırlık kazandığı bir dönem yaşıyoruz. İkincisi de, AB’nin ekonomik ve mali durumu endişe verici. ABD’nin ekonomik olarak toparlanması da çok ağır gidiyor.

2- Bu anlaşma neden önemli?

– ABD ve AB, tek başlarına dünya gayrısafi milli hasılasının yüzde 50’sini, dünyadaki dış ticaretin de yüzde 30’unu oluşturuyorlar. İki taraf arasında gümrük tarifeleri zaten düşük: Ortalama yüzde 3. TTIP’in amacı, önce bu yüzde 3’ü kaldırmak, sonra da bu iki ekonomiyi daha derinden entegre etmek için ticareti kısıtlayan gümrük dışı teknik engelleri kaldırmak. Örneğin iki tarafın otomobil tamponlarının kalınlığı ve ana gövdeden uzaklığına dair düzenleme farklı. Almanya’da üretilen Mercedes’le ABD’de üretilen Mercedes bu yüzden birebir aynı değil ve bu, maliyetleri yükseltiyor. Japon otomobili Toyota bu sayede rekabet avantajı yakalıyor. TTIP’le bunu da aşmak istiyorlar. TTIP’le kamu ihalelerinden tarıma, karşılıklı yatırım konularına dünyaya emsal bir kurallar manzumesi yaratmak istiyorlar.

3- Bu uluslararası ticarete nasıl yansıyacak?

– İster istemez dünya TTIP’in oluşturacağı yeni kurallarda konsolide olacak. Anlaşma sonrası çok büyük bir ortak pazar oluşacak. Bu pazara girmek isteyenler de mecburen bu kurallara uymak zorunda kalacak. Örneğin tavuk ticaretini ele alalım. Üçüncü bir taraf eğer ABD’ye ve AB’ye tavuk satmak isterse, TTIP’in tavuk üretimine dair düzenleyici kurallarını uygulayacak. Pazarın hacmi göz önüne alındığında da düzenleme dünyanın tavuk üreticilerinin çoğuna yansıyacak.

4- İşin politik etkileri neler?

– Jeostratejik boyut, TTIP’in arkasında yatan, pek konuşulmayan önemli bir faktör. Batı, 2. Dünya Savaşı sonrasında oluşturduğu Bretton Woods sistemi ve yarattığı Dünya Bankası, IMF, OECD, Dünya Ticaret Örgütü gibi kurumlarla dünya ekonomisini yönlendiren baskın taraf oldu. Ancak bugün Batı’nın yeni gelişen ekonomiler karşısında zayıflayıp zayıflamadığı tartışılan konulardan biri. 90’lara göre bu kurumlar ve kuralları sorgulayan büyük ekonomiler oluştu. TTIP, Batı dışı ekonomileri kendi düzenleyici kurallarına bağlamayı da amaçlıyor.

5- Kim daha çok istiyor bunu? AB mi ABD mi?

– ABD daha çok istiyor. ABD bugün kendisini 2. Dünya Savaşı sonrasındaki konumda görüyor. O dönem Avrupa ekonomi, altyapı ve siyasi olarak yıkılmış, Sovyetler yükselişteydi. Ancak 1948 Marshall Planı ve 1950 Avrupa entegrasyon sürecinin başlatılmasına dönük adımlarla, ABD, Avrupa’yı demoktarik ve liberal pazara dayanan bir müttefik haline getirdi. Meşhur Transatlantik Paktı doğdu. Şimdi de savaş yerine ekonomik krizin vurduğu bir Avrupa var. ABD, TTIP üzerinden Avrupa’yı tekrar ayağa kaldırmak istiyor..

6- Türkiye bu resmin neresinde?

– Türkiye 2. Dünya Savaşı sonrasında şekillenen kurum ve kuralların kurucularındandı. Bugün Türkiye bölgesinde ve uluslararası camiada ekonomik bir model olarak görülüyorsa, o sayededir. Gümrük Birliği’ne girdiyse, hep o sayede. Türkiye’nin şimdi de dünyanın en büyük ortak pazarını oluşturacak TTIP’e dahil olması gerekiyor. Bu olmadan, Türkiye’nin 2023’te dünyanın en büyük 10. ekonomisi olması mümkün değil.

7- Türkiye’nin üyeliği dünyayı nasıl etkiler?

Rusya ve İran’ı çıkarırsanız, Türkiye’nin etrafındaki ülkelerin ekonomilerinin toplamı ancak Türkiye’nin ekonomisi kadar. TTIP’e üye olmuş bir Türkiye, bu ülkelerin ekonomilerinin de büyümesine katkıda bulunacak. Zenginleşen bir bölgenin de kendi sorunlarını çözme imkânı artacak.

8- Gümrük Birliği engeli varken bunlar nasıl olacak?

– Gümrük Birliği’nin Türkiye açısından eksikliği, AB’nin üçüncü ülkelerle imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarından Türkiye’nin otomatik olarak faydalanamaması. Böylece üçüncü ülkelerin Türk pazarına gümrüksüz girebilmeleri ama Türkiye’nin bu üçüncü ülkelerin pazarlarına aynı şartlarda girebilmesi için ikili anlaşma yapmak zorunda kalması. Türkiye, TTIP’e paralel, ABD ile ikili bir anlaşmayı müzakere edip imzalayabilir. Gümrük Birliği buna izin veriyor.

9- ABD buna nasıl bakıyor?

– Olumlu. Türk tarafı, hem hükümet hem iş hem akademi çevresiyle Türkiye’nin TTIP’e dahil edilmesini hızlı bir şekilde gündeme getirdi. Böylece hem ABD hem AB hem de özellikle TTIP’i ABD ile müzakere edecek Avrupa Komisyonu, Türkiye’nin bu isteğini algıladı. Ancak ABD ve AB, önceliği TTIP’in kendi aralarındaki müzakeresine veriyor. Bu 3-5 yıl sürecek. Sonra onay süreci var. Onay ve uygulamanın başlama tarihi tahmini 2019.

10- Türkiye bu dönem ne yapmalı?

– Herkesin anlaması gereken en önemli nokta, TTIP’in eninde sonunda jeostratejik olmaktan çok ticari bir anlaşma olduğu. Öncelikle, Türkiye’nin Amerikan tarafına Türkiye’yi TTIP’e dahil etmenin TTIP’e sağlayacağı ekonomik ve ticari avantajları anlatması gerekiyor.